Çocuğum Çok İnatçı

Çocuğum Çok İnatçı

Öncelikle ebeveynlerin bu dönemin, çocuklarının duygusal gelişimlerinin bir sonucu olduğunu kabullenmeleri gerekir. Ebeveynlerini çıldırtmak için sabah akşam plan yapan çocuklarımız yok aslında karşımızda. Sadece gelişimlerinin güç bir aşamasını atlatmaya çalışan küçük çocuklar onlar. Kızlar, erkeklere göre bu döneme daha erken girebilirler ama genelde bu inat dönemi için 2-5 yaş aralığı normaldir. Yuvadan uçan giden evlatlarımızın bağımsızlık ilanlarında ilk adımıdır bu dönem ve her dönemde olduğu gibi yine bize düşen bolca “sabır” olmalıdır.

 

Ebeveyn davranışlarında rastladığım en sık hatalardan biri çocuklarıyla zıtlaşmak veya çocuklarını cezalandırmaktır. Kimi zaman da başka çocuklar veya evdeki kardeşler ile karşılaştırma yaparak çocuğu uyarmak. Sık yapılan başka bir hata ise korkutmak. Bu dönem için çocuğun bağımsızlık adına verdiği mücadeleyi kırmamak gerekir. Tutarlı bir şekilde, bu dönemi çocuğunuzun daha hafif geçirmesini sağlamak için ona yardımcı olmalısınız.

 

Elbette, bunu yaparken çocuğunuzun her dediğini de yapmayın. Kurallarınızı koymadan önce, bu kuralın gerçekten gerekli olup olmadığını mutlaka tartın, çok fazla kural koymak ve fazla sayıda hayır demek çocukları inatlaşmaya iten en büyük nedenlerden. Bir kere “hayır” dediğinizde, bu gerçekten bir “hayır” olmalıdır. Haksızlığa uğradığını düşünmemesi adına, ona neden “hayır” dediğinizi sebepleriyle anlatmaya çalışın.

 

Tutarlı olun, fikir değiştirmeyin!

 

Esnek olabildiğiniz noktalarda, “evet” demeyi “hayır” demeye tercih edin. Tepinerek, çığlık atarak sizin hayır deyişinizi evet cevabına çeviren bir çocuk, kendi gözünde şampiyondur. Sizi dize getirmenin formülünü bulduğunu düşünerek bu hareketi sürekli yapmaya devam edecektir. Krizleri önlemek aslında sizin elinizde, tutarlı “hayır”larla ve gerektiği yerde esnek olarak bu süreci iyi yönetebilirsiniz.

 

“Hayır” kelimesi sizin için bir kabus haline döndüyse evet-hayır cevabını almamak için, seçenekli sorular sormaya özen gösterin. Çorba içer misin diye sorduğunuzda hayır cevabı almanız çok olasıdır. Ancak ona, mercimek çorbası mı yoksa yayla çorbası mı diye sorduğunuzda “hayır” cevabı almanız mümkün olmaz.

 

“Anneeeee, parka gidebilir miyim?” sorusuna “hayır” demek yerine, ona seçenek sunun ve neden parka götüremediğinizi anlatın: “Parka gitmek için hava biraz soğuk, o yüzden parka gitmek yerine dedenlerin evine gidebilir ya da seninle boyama yapabiliriz.” gibi ılımlı cümleler kurun. Kendisiyle inatlaşmadığınızı görecek ve ortada bir çekişme olmadığını anlayacaktır.

 

Ve son olarak, lütfen başkasının oyuncağını elinden alan çocuğa: “O senin değil, arkadaşının. Lütfen bırakır mısın? Ama çok ayıp.” gibi cümleler kurmayın. Bu diyalog ile çoğu yerde karşılaştım ve araya girmemek için kendimi zor tuttum. Bu anlattığınızı, yani oyuncağın başka bir çocuğa ait olduğunu bu yaştaki çocuklar kavrayamıyor. Yani kavram olarak buna alışık olmadıklarından siz ne derseniz deyin, hiçbir işe yaramayacaktır. Bu yüzden bu gibi örneklerde yapabileceğiniz tek şey var, o da çocuğunuzun dikkatini başka yöne çekmek. İlgi duyduğunu bildiğiniz bir şey ile onu oyalayarak içinde bulunduğunuz durumu kurtarabilirsiniz.