TÜBİTAKTA BAŞARI 49. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ankara Bölge Yarışması Finalindeyiz

49. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ankara Bölge Yarışması Finalindeyiz

49. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ankara Bölge Yarışmasına okulumuz 10 Fen A öğrencilerinden Sena Hazal YILDIZ ile Irmak ÇINAR’ın projeleri Biyoloji Bölüm Başkanımız ve Biyoloji Öğretmenlerimizin danışmanlığında finale kadar yükselmiştir. Öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi tebrik eder başarılarını devamını dileriz.

LACTUCA SATİVA’NIN (MARUL) YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE OTOMASYON SİSTEMİ İLE TALAŞTA GELİŞİMİ

İnsanlar MÖ 9500-8500 yıllarında tarıma başlayarak göçebeliği bırakıp, yerleşik hayata geçmişlerdir. İçinde bulunduğumuz teknolojik çağa rağmen, ihtiyacımız olan kalorinin yüzde 90’ından fazlasını atalarımızın MÖ 9500’le 3500 arasında evcilleştirdiği bitkilerden sağlamaktayız. (Harari,2015). İnsanoğlu 10.000 yıldan fazla süredir tarımla uğraşmakta, buğdayı ve ihtiyacı olan tüm yiyecekleri evcilleştirmekte ve bunlarla hayatını idame ettirmektedir. Ancak günümüzde insan nüfusu sürekli artmakta bunun yanı sıra tarım alanları ise giderek azalmaktadır. Sosyolog Perla Korosec-Serfaty, Tavan arasından Bodrum katına Bir Ev adlı makalesinde, bodrum katı ve tavan aralarının psikolojik ve sosyolojik etkilerinin yanı sıra bu alanların sera olarak kullanılacağından söz etmektedir. (1984)

Bizde bu fikirden yola çıkarak, her ailenin kendi sera ihtiyacını evlerinin kilerinden ya da tavan arasında bir sistemle karşılayabileceğini düşündük. Peki, toprağın ve hatta güneş ışığının olmadığı koşullarda bu mümkün müdür? Toprağın ve güneş ışığının olmadığı bir dünya mümkün müydü? Güneş ışığı için aynı şeyi söyleyemeyiz ancak topraksız bir dünya, bitkiye gereksinimlerini sağladığımız sürece mümkün gibi duruyor.

Bu araştırmada Lactuva sativa (marul) bitkisinin tohumlarının toprağa gereksinim duymadan büyüme ve gelişmesine odaklandık. Güneş ışığının getirisini ise bitkilerin fotosentez hızının en yüksek olduğu mavi ve kırmızı led ışıklardan sağlıyoruz. Kurmuş olduğumuz otomasyon sistemi sayesinde ise insan gücü gerektirmeden, bitkiye ihtiyaç duyduğu miktarda ve aralıklarda su, ışık ve havanın gönderimi sağlanıyor. Ayrıca bu otomasyon sisteminin gerek duyduğu elektriğin üretimi için ise pieozoların ‘mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirme’ prensibinden faydalanıyoruz.